Duygusal Yoksunluk Şeması

Bu şema, bireyin çocukluk döneminde yeterli duygusal destek, yakınlık, ilgi veya anlayış görmemesi sonucu gelişir.

Duygusal Yoksunluk Şemasının Özellikleri:

  • İlgi Eksikliği: Kişi, başkalarının kendisini gerçekten önemsemediğini ve duygusal olarak desteklemeyeceğini düşünür.
  • Anlama Eksikliği: Kendi duygularının ve ihtiyaçlarının çevresindekiler tarafından anlaşılmadığını hisseder.
  • Korunma ve Rehberlik Eksikliği: Zor zamanlarında ona rehberlik edecek, destek olacak veya güven sağlayacak birinin olmadığını düşünür.

Bu Şemaya Sahip Kişilerin Tipik Düşünce ve Davranışları:

  • Başkalarından duygusal destek beklememek veya bunu talep edememek.
  • Yakın ilişkilerde hep eksiklik ve hayal kırıklığı hissetmek.
  • Duygularını paylaşmanın anlamsız veya tehlikeli olduğuna inanmak.
  • Soğuk veya mesafeli partnerleri çekici bulmak ve duygusal olarak erişilebilir kişilerden uzak durmak.

Duygusal Yoksunluk Şeması olan bireylerin soğuk veya mesafeli partnerleri çekici bulmasının ve duygusal olarak erişilebilir kişilerden uzak durmasının temel nedenleri şunlardır:

  1. Tanıdık Olanı Arama (Şema Kimyası)
  • Şema terapiye göre, bireyler çocuklukta deneyimledikleri ilişki dinamiklerini yetişkinlikte bilinçdışı olarak yeniden üretme eğilimindedir.
  • Eğer kişi çocukken soğuk, mesafeli veya ilgisiz ebeveynlerle büyüdüyse, yetişkinlikte de bu tür ilişkileri tanıdık ve “doğru” hisseder.
  • Duygusal olarak erişilebilir bir partner, bilinçdışı düzeyde yabancı veya rahatsız edici gelebilir çünkü çocukluk deneyimleriyle uyuşmaz.
  1. Duygusal Yoksunluğu Doğrulama (Şema Aktivasyonu)
  • Şema aktif olduğunda, birey bilinçsizce kendini haklı çıkarmak için ona uygun ilişkiler seçer.
  • Eğer içsel inancı “Kimse bana duygusal olarak gerçekten yakın olmaz” ise, soğuk veya mesafeli bir partner seçerek bu inancını yeniden doğrular.
  • “Bak, yine beni anlamayan birini seçtim” şeklinde düşünerek, geçmişte yaşadığı duygusal yoksunluğu tekrar yaşar ve pekiştirir.
  1. Duygusal Yakınlıktan Kaçınma (Savunma Mekanizması)
  • Yakın ilişkilerde duygularını açmak, kırılgan hissetmek anlamına gelir ve bu, terk edilme veya reddedilme korkusunu tetikleyebilir.
  • Soğuk ve mesafeli bir partnerle birlikte olmak, derin bağ kurmayı zorlaştırdığı için bu korkuların ortaya çıkmasını engeller.
  • Yani kişi, bilinçdışı olarak yakınlıktan kaçınmak için “ulaşılamaz” kişilere yönelir.
  1. Değersizlik İnancı ve Kendini Kanıtlama Çabası
  • Duygusal yoksunluk şeması olan kişiler genellikle kendilerini sevilmeye değer görmezler.
  • “Eğer gerçekten sevilesi biri olsaydım, ebeveynlerim bana daha fazla ilgi gösterirdi” gibi bilinçdışı bir inanç taşıyabilirler.
  • Bu yüzden, soğuk veya ilgisiz bir partneri  duygusal olarak daha yakın, anlayışlı veya ilgi gösteren birine dönüştürmeye çalışarak onun sevgisini kazanma çabasına girerler.
  • “Eğer onun sevgisini kazanabilirsem, yeterli olduğumu kanıtlamış olurum” gibi bir döngü içine girerler.
  1. Bağlanma Stilleri ile İlişki
  • Çocuklukta güvensiz-kaçınmacı bağlanma geliştiren kişiler, duygusal olarak mesafeli partnerleri daha çekici bulabilirler.
  • Bu kişiler için bağımsızlık ve kontrol önemli olduğundan, kendilerine fazla yaklaşan bir partner rahatsız edici olabilir.
  • Kaçınmacı bağlanan bireyler, “yakınlık boğar” inancına sahip olabilirler, bu yüzden duygusal olarak kapalı partnerleri seçerler.
  • Bağımsız olmaya aşırı vurgu yapmak ve başkalarına güvenmekten kaçınmak.

Bu durum, kaçıngan bağlanma stiline sahip bireylerin özellikleriyle doğrudan ilgilidir. Kaçıngan bağlanma, bir kişinin çocukluk döneminde ebeveynlerinden yeterli duygusal yakınlık veya güvenli bağlanma deneyimi yaşamadığı durumlarda gelişir. Bu bağlanma stiline sahip bireyler, duygusal yakınlık ve bağımsızlık konusunda zıt bir içsel çelişki yaşarlar.

Kaçıngan Bağlanma ve Bağımsızlık İhtiyacı:

  • Kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler, duygusal yakınlıktan genellikle rahatsızlık duyarlar ve başkalarına güvenme konusunda zorluk çekerler.
  • Bağımsızlık onlar için çok önemlidir çünkü başkalarına duydukları güven eksikliği nedeniyle, kendilerini yalnız başlarına yeterli ve güçlü hissetme ihtiyacı taşırlar.
  • Aşırı yakınlık, onları boğucu veya denetleyici olarak hissettirebilir. Duygusal olarak yakın bir partnerin onlara sürekli ilgi göstermesi, bağımsızlıklarına tehdit olarak algılanabilir.
  • Bu kişiler, başkalarının onlara çok fazla yaklaşmasını, onları “bağlamaya” çalışmasını ya da aşırı duygusal bağımlılık kurmalarını istemezler. Bu tür ilişkilerde, mesafe ve bağımsızlık onlar için daha rahatlatıcıdır.

Sonuç

Duygusal yoksunluk şeması ve kaçıngan bağlanma stili, bireyin duygusal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına ve bu nedenle ilişkilerde belirli kalıpları yeniden yaratmasına yol açar. Duygusal yoksunluk şeması olan kişiler, çocukluklarında yeterince duygusal destek ve yakınlık görememiştir. Bu eksiklik, onları ilişkilerde duygusal bağlantı kurmaya yönelik derin bir açlık içinde bırakır. Ancak, bu kişiler bilinçdışı olarak, soğuk, mesafeli ve duygusal açıdan uzak partnerleri kendilerine daha yakın ve tanıdık hissederler. Bu, geçmişteki duygusal eksiklikleri yeniden deneyimlemeye yönelik bir kalıp olabilir. İçsel bir düzeyde, geçmişte eksik olan şeyleri yeniden bulma arayışı, onları daha mesafeli ilişkilere yönlendirebilir.

Bu durumla paralel olarak, kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, çocukluklarında güvensiz bağlanma yaşamış ve ebeveynlerinden duygusal olarak yeterince yakınlık ve ilgi görmemiştir. Bu kişiler, duygusal yakınlık ve bağımlılıkla ilgili ciddi bir içsel çelişki yaşarlar. Bir taraftan yakınlık ve bağlılık arayışında olabilirken, diğer taraftan da bağımsızlık ve kontrol ihtiyaçları bu duygusal yakınlığı reddetmelerine yol açar. Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, duygusal olarak başkalarına yakınlaşmak yerine, onları mesafeli ve bağımsız tutmayı tercih ederler. Bu mesafe, onları savunmasızlıktan korur ve duygusal güvende hissetmelerini sağlar.

Her iki durumda da, bireyler duygusal yakınlıktan kaçınır, çünkü yakınlık onları güvensiz ve savunmasız hissettirir. Bu nedenle, duygusal olarak mesafeli ve soğuk partnerler, onlara daha güvenli ve rahatsız edici olmayan bir ilişki deneyimi sunar. Gerçekten ilgi gösteren ve duygusal olarak açık olan partnerler, onlara fazla yoğun veya boğucu gelir ve bu da ilişkilerde derinleşmeyi engeller.

Ancak, terapi sürecinde bu kalıplar fark edilebilir ve değiştirilmesi sağlanabilir. Terapist rehberliğinde, kişi sağlıklı bağlanma stratejilerini öğrenir, duygusal yakınlık ve güvenli bağlanma deneyimlerini daha sağlıklı bir şekilde yaşamak için adımlar atar. Bu süreç, duygusal açlıklarının ve geçmişteki yaralarının iyileşmesine yardımcı olabilir. Zamanla, kişi daha güvenli, yakın ve doyurucu ilişkiler kurmaya başlar, böylece duygusal yoksunluk şemasının ve kaçıngan bağlanma stilinin yarattığı engeller aşılabilir.

Duygusal Yoksunluk Şeması Nasıl Gelişir?

Bu şema genellikle çocukluk döneminde ebeveynlerin yeterli duygusal sıcaklık göstermemesi, ilgisiz veya mesafeli olmaları ya da çocuğun duygusal ihtiyaçlarını karşılamamaları sonucu ortaya çıkar. Özellikle şu durumlar şemanın gelişmesine neden olabilir:

  • Ailede duyguların açıkça ifade edilmemesi veya bastırılması.
  • Ebeveynlerin çocuğun duygusal ihtiyaçlarına karşı duyarsız olması.
  • Çocuğun ebeveynlerinden sürekli ilgi ve sevgi beklemesine rağmen bunu yeterince görememesi.

 Duygusal yoksunluk semasi olanlarin hangi temel duygusal ihtiyaclari ihmal edilmistir?

  1. Sevgi ve Yakınlık İhtiyacı
  • Çocukken yeterince sıcak, sevgi dolu ve destekleyici bir bağlanma ilişkisi yaşamamışlardır.
  • Fiziksel temas (sarılma, okşama, yakın oturma) veya duygusal sıcaklık eksikliği vardır.
  • Ebeveynler ya soğuk ve mesafelidir ya da duygularını açıkça ifade etmezler.
  1. Anlaşılma ve Empati İhtiyacı
  • Duygularının ve düşüncelerinin anlaşılmadığını, önemsenmediğini hissederler.
  • Ebeveynleri ya duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmiş ya da küçümsemiştir.
  • Kendi içsel deneyimlerinin değersiz veya anlamsız olduğu mesajını almış olabilirler.
  1. Duygusal Destek ve Güven İhtiyacı
  • Zor zamanlarında teselli edilecekleri, korunacakları veya desteklenecekleri bir figür eksik kalmıştır.
  • Kendi başlarının çaresine bakmaları gerektiği öğretilmiş olabilir.
  • Güvenilir bir yetişkine yaslanma deneyimi yaşamamışlardır.
  1. Rehberlik ve Onaylanma İhtiyacı
  • Hayatla ilgili yönlendirilmeye ve desteklenmeye ihtiyaç duyduklarında yalnız bırakılmış olabilirler.
  • Ebeveynleri yeterince ilgi göstermediği veya model oluşturmadığı için kendilerini kaybolmuş hissedebilirler.
  • Doğru kararlar alabileceklerine dair içsel bir güven geliştirememiş olabilirler.
  1. Karşılıklı Bağ Kurma ve Aidiyet Hissi
  • Duygusal bağlar kurma konusunda yetersiz hissedebilirler.
  • Başkalarının da onları önemseyebileceğine dair temel bir inanç geliştirmemiş olabilirler.
  • Aidiyet duygusu eksik olduğu için kendilerini hep yalnız veya dışlanmış hissedebilirler.

Bu temel ihtiyaçlar çocuklukta yeterince karşılanmadığında, kişi yetişkinlikte de duygusal olarak yetersiz hisseder, derin bir boşluk yaşar ve ilişkilerinde doyum bulmakta zorlanır.

 

Ofis Lokasyon

Laxenburger Straße 2D/1/4
1100, Wien

Randevu Saatlerim

Pazartesi– Perşembe
Saat 14:00 – 18:30

İletişim

(+43) 664 25 70 282 office@onursentepe.at